BLOGUMUZ DÜZENLEME AŞAMASINDADIR.

29 Mayıs 2016 Pazar

LOCKE LAMORA'NIN YALANLARI - SCOTT LYNCH


CENTİLMEN PİÇ SERİSİ BİRİNCİ KİTAP


Özgün Adı: The Lies Of Locke Lamora
Baskı Yılı: 2014
Sayfa Sayısı: 580
Tür: Fantastik
Çeviren: Cihan Karamancı
Yayınevi: İthaki Yayınları

Fantastik kitapları her zaman sevmişimdir. Locke Lamora'nın Yalanları'nı da sevdim.Fakat okurken zaman zaman sıkılmadım değil. Sanırım bana göre değildi bu kitap. Çünkü sürekli yeni terimler,yeni isimler öğrenmek zorunda olmak beni sıktı. Şu anki dünyadan tamamen farklı bir dünyada geçiyor ve akla gelebilecek her şeyin farklı bir ismi var. Çoğu zaman anlayabilmek için tekrar tekrar okumak zorunda kaldım. Sürekli anlamaya çalıştığım için kendimi kitabın sıra dışı hikayesine kaptırabilmem uzun zaman aldı. Öyle ki ama yeter artık deyip kapattığım oldu kitabı. Kitaba ancak Locke'nin intikam ateşiyle yandığı bölümlerden itibaren dalabildim. O andan itibaren de elimden bırakamadım, soluksuz okudum. Zekice kurgulanmış bir hikayeye sahip.Şunu belirtmeden edemeyeceğim, çevirmen müthiş bir iş çıkarmış. Bu kadar deyimi nasıl bu kadar başarılı bir şekilde çevirmiş hayret ettim doğrusu.Türkçe'sini bile okuyup anlamakta zorlandım ben. Çevirmeni alkışlıyorum.

Hikayeye gelecek olursak diğer otuz çocukla beraber Yangın Yeri yetimlerinden olan Locke, Hırsızbaşı tarafından Gölgeler Tepesi'ne getirilir. Hırsızbaşı bu çocukları nitelikli birer hırsız haline getirmek amacıyla eğitir. Verilen görevleri yerine getiremeyen çocukları akşam boğaz yakan zencefil yağı beklemektedir.


Locke çok kurnaz ve beceriklidir. Çalmak ve yalan söylemek onun için bir zorunluluktan ziyade bir hobi gibi zevk aldığı bir iştir. Ancak yaşı gereği ihtiyatlı değildir ve akıl almaz oyunlarla kurduğu komplolar sonucu Hırsızbaşı'nın başını sürekli belaya sokmaktadır. Sonunda Locke'nin bir kaç çocuğun ölümüne neden olmasıyla beraber ölüm fermanı gelmiştir. Her yetim için inzibatlara para ödemek zorunda olan Hırsızbaşı zarar etmek istemez ve çocuğun ölmesindense onu kendini Perelandro Tapınağı'nın rahibi olarak gösteren Zincir'e satar. Gözsüz rahip de aslında bir hırsızdır. Ama Hırsızbaşı gibi bir hırsız değildir. Calo ve Galdo Sanza ikiz kardeşlerden sonra Centilmen Piçler çetesine Locke'yi de kattıktan sonra Camorr şehrinin soylularını planlar kurarak büyük vurgunlar yapmak için yetiştirir. Daha sonra çeteye ailesini bir yangında kaybeden tüccar oğlu Jean Tannen'i de katar. Çocukların dövüş sanatlarından bir çok tarikatın müritliğine, çiftçilikten soyluluğa kadar her şeyi öğrenmelerine sağlar. Birkaç dil de öğrenirler. Böylelikle çocuklar her kılığa rahatlıkla girebilirler.





Zincir öldükten sonra son üyeleri Böcek'in de Centilmen Piçler'e katılmasıyla birlikte çete son halini alır. Camorr'un zengin soylularını bin bir kurnazlıkla dolandırarak çok büyük vurgunlara imza atarlar. Çetenin lideri Locke Lamora'nın  adı Camorr vatandaşları arasında Camorr'un Bela'sı olarak efsane gibi anılmaya başlar. Onun bir uydurmaca olduğunu düşünen soylular da yok değil. Ama o tamamen gerçek. Söylediği yalanların aksine fazlasıyla gerçek.

Camorr'un çetelerinin bağlılık yemini ettiği Capa'sı Barsavi'ye kendince sebeplerinden ötürü kin duyan Gri Kral lakaplı bir adamın Locke'yi bir gece kaçırmasıyla birlikte olaylar karışır.
Fantastik severler için önerebileceğim güzel bir kitap. Eğlenceli, esprili bir yanı da var. Tek ayak üstünde kırk yalan söyleyen çetenin gerçek dostlukları, sıkı birer hırsız olmalarına rağmen birbirlerini daima koruyup kollayacak ve ölümleri pahasına da olsa birbirlerine asla ihanet etmeyecek ahlaka sahip olmaları kitabı sevmemde en büyük etkenlerden biri. Okumanızı tavsiye ederim.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder